Uluslararası Hukukta Kesintisiz Takip Hakkı (Hot Pursuit)

Kesintisiz takip hakkı, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 111. maddesinde düzenlenmektedir. Bu maddeye göre kesintisiz takip hakkı, yabancı bir geminin bir devletin egemenlik yetkisi altındaki deniz alanlarında, o devletin kanunlarına veya kurallarına aykırı hareket ettikten sonra, açık denizlere doğru kaçması durumunda, kıyı devletine ait devlet gemilerinin kaçan gemiyi başka bir devletin karasularına girene kadar takip etme yetkisidir. Kesintisiz takip hakkının doğması için, takibin kıyı devletinin iç sularında, karasularında, takımada sularında, bitişik bölgesinde, münhasır ekonomik bölgesinde, kıta sahanlığında veya kıta sahanlığı üzerindeki tesisleri çevreleyen güvenlik bölgelerinde başlaması gerekmektedir[1]. Bu bölgelerde, kıyı devletine ait devlet gemileri[2] tarafından, kural ya da kanun ihlali[3] gerçekleştiren yabancı bir gemiye karşı açık ve görülebilir bir dur ihtarı yapılmasına rağmen, yabancı gemi açık denizlere doğru kaçmaya başlarsa, kıyı devletinin kaçan gemiyi kesintisiz bir şekilde takip ederek yakalama yetkisi bulunmaktadır. Takip herhangi bir kesintiye uğramadığı müddetçe, kıyı devletine ait gemiler, bu gemiyi açık denizlerde dahi yakalayıp gerekli tedbirleri alabilir[4]. Kesintisiz takip hakkı, kaçan yabancı geminin kendi devletinin ya da üçüncü bir devletin karasularına girmesiyle sona ermektedir[5]. Bu bakımdan kesintisiz takip hakkının oluşabilmesi için şu şartların oluşması gerekmektedir:

  • Yabancı bir geminin kıyı devletinin kurallarına veya kanunlarına aykırı hareket etmesi,

  • Bu hukuka aykırı fiilin, kıyı devletinin iç sularında, karasularında, takımada sularında, bitişik bölgesinde, münhasır ekonomik bölgesinde, kıta sahanlığında veya kıta sahanlığı üzerindeki tesisleri çevreleyen güvenlik bölgelerinde gerçekleşmesi,

  • İhlali gerçekleştiren geminin bu bölgelerden birisinden açık deniz doğru kaçmaya başlaması,

  • İhlali gerçekleştiren gemiye açık ve görülebilir bir şekilde dur ihtarının yapılması,

  • Kesintisiz takibin, kıyı devletine ait savaş gemileri veya uçakları ya da kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğu ya da kıyı devleti tarafından yetkilendirildiği açık bir şekilde dış işaretlerden anlaşılan diğer sivil gemiler tarafından gerçekleştirilmesi,

  • Kaçan geminin kendi devletinin ya da üçüncü bir devletin karasularına girmemesidir.

[1]        1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, m. 111/1.

[2]        BMDHS’nin 111. maddesinin 5. fıkrasına göre kesintisiz takip hakkı, ancak savaş gemileri veya askeri uçaklar veya açık bir şekilde dış işaretlerle kamu hizmetine tahsis edilmiş oldukları ve bu konuda yetkili oldukları belli olan diğer gemiler veya uçaklar tarafından kullanılır.; “Uygulamada,   kural   olarak, askeri   gemiler ve/veya uçakları, sahil güvenlik ve koruma gemileri veya uçakları kesintisiz takiple yetkili kılınmışlardır.”, GÖZLÜGÖL Said Vakkas, “Uluslararası Deniz Hukukunda Kıyı Devletinin Kesintisiz Takip Hakkı”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 62, Sayı: 2, 2013, s. 483.

[3]        BMDHS’de   kesintisiz   takip   hakkının   kullanımına gerekçe  olabilecek  hukuk  ihlâllerini  belirlememiş olmakla  birlikte,  kıyı devletleri    uygulamada    genellikle    uyuşturucu    madde    kaçakçılığına, balıkçılığa  ve  deniz  kirlenmesine  ilişkin  hukuki  düzenlemelerinin  ihlâli durumlarında   bu   hakkı   kullanmaktadırlar. Ayrıca,  kesintisiz  takip  hakkını doğuran  esaslı  ihlâller  sınırlı  sayıda  olmamakla birlikte, tamamen kıyı devletinin hukuk düzenlemelerine bağlı bulunmaktadır. GÖZLÜGÖL, s. 482.

[4]        Kural olarak açık denizlerde seyrüsefer serbestisi bulunmaktadır. Yani her gemi açık denizlerden serbest bir şekilde hareket edebilir ve bayrak devleti haricinde hiçbir devletin bu gemiye müdahale hakkı yoktur. Ancak belli durumlarda bu serbesti askıya alınabilir. Bu durumlardan birisi de kesintisiz takip hakkıdır.

[5]        1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, m. 111/3.

* Bu yazı “ÇALIK Tacettin, Uluslararası Hukukta Deniz Haydutluğu Ve Somalili Deniz Haydutlarıyla Mücadele Yöntemleri, Ankara 2017, s. 148-150.”dan alınmıştır.

Yorum bırakın